geceyarısı yazıları

***keyfim yok kaç zamandır...
***istemediin rüyalar bukadar
etkiler mi seni de?...hele üstüste
gecelerce peşini bırakmadıysa...
bırakın peşimi artık...yok işte...
gidin...

***kadıköy deydim bugün...
bahariyede dolaştım...
moda tramvayı geçti yanımdan...yakıştı bahariye ye tramvay...
sinemalarına baktım bahariye nin...
Süreyya sineması vardır...
eski opera binası...bahariye nin en sevdiim sineması...
perdesi çok büyük ve içeri girdiinde kırmızı ışıklı ortam ve
duvarlarda ki ve tavanda ki motifler sizi film başlıana kadar
bambaşka diyarlara şölee bi alıp götürüo..."aşık şekspir"de
(sanırım ordaydı...)
vardı ya bi tiyatro salonu balkonlu....onun gibi...
Rexx var bide kadife sokaıın girişinde (barlar sokaıda denir)
hiç sevmiorum ben o sinemayı...bi sebebi yok aslında
düşününce...adı kötü(rexx gel olum...kçu kçu...tut...) bide örenciyken
rexx e gitmezdik çünkü normal sinemalardan daa pahalı olurdu bilet fiyatları...
hala öylemi bilmiorum...gidecek olsam Süreyya ya giderim
yine zaten...bide bahariye sineması vardı...şimdiyok...
değişmiş adı...eskiden amerikan filmlerinin oynatılmadıığı
festival sinemasıydı
"euroimages" ın filmleri oynardı...ödüllü türk filmleride...
ama artık amerikan vizyon filmleri oynuyo sanırım...
***kadıköy çarşıya gittiimde akmar a uğramadan etmezdim...
ama bugün uğrayamadım...akmar da çarşının ordan girdikten
sonra yalıboya resim malzemesi satan amcanın yanındaki
dükkanın vitrinine bakarım...ilginç bişiiler varsa alırım...hani
taksim deki ortaoyuncuların olduu pasajda da varya hani
(limanıda severdim eskiden) tahta kediler,kurbaalar, kedili takvimler
ve yine boy boy tahta kedi maketleri vb....satan bi dükkan... gümüş kolyeler,
yüzükler,tütsüler, avizeler, çantalar buda heykelleri...herneyse bisürü şey işte...
eğlenceli dükkanlar...bisürüşey...
eskiden kadıköy çarşısın da ki dip çıkışta da vardı
böle bi mekan..ama artık yok...tutunamamışlar...
(tutnamayanlar..O.Atay geldi aklıma)...

***kadıköy eski bi sevgili....
kapısını kapatmayan....
ilk göz ağrısıdır...
unutulmayan...
her şekilde sevilen.................................. (Süreyya Sineması)

((***özlemek ahlaksızlıktır(!?) demişti Altay Öktem...haklı olabilir mi??...))

üstten üç...

***susmakmıkonuşmakmı...
***kalmakmıgitmekmi...
***sevmekmitiksinmekmi...
***bugünlerde bol bol müzik dinliorum...
evde ve yolda...zaten başka biyerde
bulunmuyorum...
***uzundur dinlemediim iki şarkı dün
kafamı karıştırdı...
***kulaımda kulaklıklarla sokaklarda trafikte geberecektim...kopmuşum...

***1.si Soldier Of fortune idi, umutsuz bir gerçekçilik...kaybedenler kullübünün kapı yazısı kıvamında sözler...(Kaybedenler Kulübünü dinleyen var mıydı aranızda?eskiden radyo eksende?)...yaşadık ama yalnızız hala bi bok da olmadı onca tepişmeden bişii çıkmadı yı anlatıo şarkı...bence tabi sözlerin arkasında...üniversite zamanlarım geldiaklıma...örenci evimiz...banggır bannggır bu şarkıyı dinlediimizsorada elimizegitarı alıpçaldıımız zamanlar...
bitarafımızın bitarafımaza denk olduu zamanlar...
***2. si Still got the Blues idi, bu şarkının son solosunda geberiodum işte sokaın ortasında...farları gördüm ama farketmedim...neyse...uzun dur dinnememiştim ve abinin sözleri içimi hoplattı...kıvama geliyoruz demekki...eskiden kolaydı gerçekten herşey...bedelleri nasıl ödeyeceimiz umrumuzda deildi...ödenen bedellerden geriye işte böle blues nameleri kalıo...geçmişten gelip şimdide anlam buluverio...blues...hayat çok mu basit hep mi aynı...ama bu şarkıyı dinlediinde ve içinde bi şeyler czzz ettinde anlıyosun abinin bu soloyu nasıl atabildiini...o notaların abinin neresinden çıktıını annıyosun hafif...sora kıvama geliyoruz demmek ki oluyosun...((tam kıvama gelince de ölüosun heralde daa kıvamlısı varmı??...))
***3.sü Aylin Aslım ablamızın yorumladıı Bazı Yalanlar idi, madem bu şarkı böle sölenebiliodu da teo abi nie söledide s.çtı ki acaba??...dedim içimden çünkü ben bu şarkıyı sevmezdim..taaa kiii...ablaya kadar...şarkının başında ablanın sigarayı içine çekişi (üflemesi diil ama) ürpertir içimi...ve bu şarkıya çok gitmiş...olmuş...aslında bu şarkıya uzundur takmış durumdayım...yalanlar kabustur beterdirbazen kabustan...
***eskilerden çıkıo bana anlamlar bugünlerde...

günün menüsü

***önce aç karna iki efes devrilir ki kayifler yerine gelsin bi kaç gündür bozuk olan balans ayarı geçicide olsa yapılsın…
***balansı ayarlayınca bu ayarla bloga yazılmalın die düşünüp yazılmalı…
***arada bi bademe bakmalı napıo die…sıpa çekmecelerime girmeye başladı…
***bezelyeli makarna yap….güzel…
***piliç baget yap….ala…….
***havuç salatası yap…bol limonlu….hımmmm…zeytin yanı unutma….((ağabey(((abi çokkomik..bak "ağabey" yazmışım ya...çokgüldüm kendi me...nası yane...))bu zeytin yaa nası güzel bişiii yaaaaa…)))
***bundan iisi can saalıı die düşün….çek….
***doymuş karına efes içmeyin arkadaşlar…uyutur…açkarna için…
***afiyet olsun bana….oh…ikinci şişe de bitti…şimdi yemeee…;)

anlamamkianlasın

***Too many hearts are broken

A lover's promise never came with a maybe

So many words are left unspoken

The silent voices are driving me crazy

As for all the pain you caused me

Making up could never be your intention

You'll never know how much you hurt me

Stay can't you see that I

I wanna fall from the stars

Straight into your arms I,

I feel you

I hope you comprehend

***bugün bolca dinledim bu şarkııyı...simply red in stras ı...zamanının ki hala geçmiş deil güzel aşk anlatıcılarından...şarkı sözleride öle..yıldızlardan kollarına doru...acılar,gözyaşları...salyalar sümükler...

***şarkının sonunda da dio ya" umurım annıyosun" die...en büyük masal bu işte...insan anladıı birine aşıkolupta bunca acıı çekermi...oda seni annamıyacak elbette anlaya bilse san bunca çektirir mi?...asla ve asla aşk varsa gerçekten anlayabilmek çok zor gibi gelir bana...aşkta sankiinsan önce kendini mi düşünür ne??...çünü kendi acı çekmemesi karşıdakinin huzuruna baalıdır...kendi huzuru için karşıdakine huzur verir...bu bencillik mi ki!!!..

***herneyse şarkı güzel yinede...amagünlerce dinlenlmez...

teytey

***hani bazı geometri sorularında verilen bi üçgenin bi yerlerine teğet çizersin olmayan bir çemberin var olduunu varsayarak da soru çözülü verir ya...o teğeti çizemiyorum sanki ben...
((( ***karışık olan ne? yazdıklarım mı? kafamın içi mi? çizemediklerim ve yazamadıklarım daha karışık olabilir yada ...iyce sarpa sarıyordur herşey bööle olunca...yani yazamadıklarımı ve çizemediklerimi çizmeye çalışıp çizemedikçe ve yazamadıkça...anlamları kaydırdıkça...sarpa sarsın anasını satiim...canım böle boka sarsın falan da demek istio...diim ozaman..boka da sarsın...bok...)))

polofonik zil sesi

***günlerce çalmaz bazen...istemesende
aramasalar die bu sessizlik buruk bi tat
bırakacaktır...mutlaka emin ol!!...
***kapatmaya cesaretedemezsin çou
zaman...sinemada sesini kısman
kapatamaman ondandır...bu kadar mı
yalnızsın? yoksa seni sevenler mi çok evhamlılar?
***elin nie zırt pırt telefona gidio?kim var orda!!seni bekleyen
kalabalıklar mı?yoksa boş bi oda mı?
***kim var orda?hayalinde ki gelecein mi??yada söyleyemediklerini
hırsla söylemek için can attıın geçmişin durum kalıntıları mı?...
hiç bişey değişmez ki...
***kapat at şu telefonu artık...bekleme...ne şimdiyi!ne dünü!ne yarını!
***ne de avutmasını yalnızlıını...
((hayatını cep tlfonu ile kazananların kulvarı ayrı))

...

***anlatamam ki...kahretsin!!!!!!

bardak

***bazen ne çok uuraşıyorum
dolu görmeye....
***bazen habersiz dolup
taşıyosun...
***hep boş muydun??
***kandırdım mı ben?
***yoksa yeni mi boşaldın??
***sarhoşluum ondan mı?
***ben mi içtim seni?!yaşadıkça??
***bazen çok uraşıyorum dolu görmeye...bu huyumu seviyorum???!!!

şimdi...

***devrilen yıllar eski ve emek harcanan herşeyi daha değerli kılmalı...
***eğer kendime emek verdiimi hissediyosam,değerliyim! yaşlandıkça kendimi düzene yakıştırmamalıyım...
***yakıştırmadıkça yabancılaşıyosam vay halime...ki en kaçınılmazı...
***yakıştırmadıkça uyum saalıyosam o en kaybeden halim...ki en kaçınılmazı...
***yakıştırmadıkça yalnız kalıyosam ölümüm yakın...ki kaçınılabilir
***yakıştırmadıkça yoldaş buluyosam, en katlanabilir halim...ki mutaka bulunmalıdır
***değerliyim, değerlisin, değerliyiz! Onlar da değerli olmalılar!

gitmek...

***bir yanım gitmek istiyor...
***bir yanım özlelersin hemde çok diyor...
***bir yanım çıkmak üzere kapının önünde...
***bir yanım geri kapatmak için kapıyı tutuyor...
***bir yanım içinde...
***bir yanım dışında...
***bir yanım kalkmış gitmek üzere...
***bir yanım oturmuş seni seyrediyor...
***ama...gitmek üzereyim...
((bazen gitmek kaçınılmaz bir düşünce halini alır...))

(itilaf)

üst not(((aslında benim böle aşktan meşkten muhabbetten sazdan sözden falan((o nası bişii olm)) bahsedesim var ama pi mi takıldık işte(=kasılındı)...herneyse...aman aman wish u were here da çalarmış geceninbi vakti radyoda...abi çok güzel şarkı yahu...)))

pi

***(intro)şarkı söylesen seni daha çok severdim pi...hep gizemliydin...hep ç sevdim seni...ilk söledikleri andan beri biliorum : 3.14...hiç unutmadım...ama şarkı söylesen daha çok severdimseni...

***gerçekten pi bambaşkaydı...romantik bi yaklaşımım vardı pi ye karşı..başkaydı...hepsinden daha farklı...kendine özgü...farklı...biz insanoğlunun hepolmak isediiama asla olamayacaı gibi bir fark bu...ama pi nin sadece çemberin alanının bulunmasından yada çevresinin hesaplanmasından ötede birşey olduunu kimse söylemedi bize...ikipire ler...pirekare ler...pi hepimizden daha devingen...evren kadar sonsuz...(3.14 olan kısmı nakkaşın laleye sığdırabildii kadarı...) durmadan sonsuzlua doruuuuu gider...limit sonsuzda biter(?)...ama eğrisi ekseni hiç kesmezzzz...
***hepimizin hayata karşı durmak istedii gibi bi duruş bu...olunması gereken eksende ama ekseni hiç kesmeden , yüz göz olmadan yukardan baka baka doooooruuu yürü....
***ewet pi sadece formüllerin sabiti olmasa, şarkıda söyleyebilse daha çok severim onu...ben sadece yaşamak zorunlulukları için kesişip durmasam hayatla, karşımdakilerin korkaklıkları benim cesaretsizliklerime dönüşmese, sonsuzluklara doru iteleseler beni baara çaraa şarkı söleyebilsem sokaklarda bu geece daha çok severim kargaşayı....

aşk?

***aşk?...muallak...

aşk?...zincir...

aşk?...özgürlük...

*** "...eğer inceden inceye düşünürsem,

kainatı tutan da aşktır. ufukları aşkımın ahı ile sardım ve aklı

uykuya yatırdım."

(Nizami-i GENCEVİ)

*** "...aşkın yoksunluğunun bütün devinimleri azalttığına olan

inancımız..."(Ragıp YAVUZ)