Salı, Şubat 20, 2007

belki birgün...

***zaman...zaman..var olmayan...ulan derim ne yapıyorum ben burda die de sorarım...hani yabancılaşmak gibi kendi canına, kendi tenine belki...bulamayıp kaybolur insan kendinde...işte böyle zamanlarda kendi kendimi çocukluğuma koşturuyorum hızla...nefes nefese kalana kadar...izliyorum orda kendimi...
dönüyorum...çocukluğumla ilgili derdim tasam olmamış benim yaf...diorum...ipuçlarım orda benim...kendime geliyorum...
sonra....sktr et olm...diorum...düşünme kendi kendine...şşşş...çık....dolaş...ortalıkta dolaşıyorum sonra...birilerini arasam...diorum...aramıyorum...kimseyi çekemiyorum...sonra farkediyorum...alışmışım insanlara...çekmeliyim birilerini...anlatabilme kaygıma boş teneke kutuları bağlıyorum...dolaşıyorum...ne kadar acaip cümleler kursamda, ordan girip burdan çıksamda, bakıp dokunmaktan kaçsamda sana, hiç bi rol kesmeden benken bile duyuyorum o teneke kutuların sesini...hep de duyacım diorum...biliorum...
çocukluk diorum...yahu sktr et dedik diorum...
günlük zorunlu sorumluluklar geliyor aklıma sonra...edecek küfür bulamıorum sonra...
sonra birileriyle konuşuyorum...biraz istiyorum ki kelimlerle haşır neşir olmuş olsun...egosu olmasın...kendi konuşurmuş gibi dinnesin beni...benim onu dinnediim gibi...konuşmanın 2. 3. saatinde ilk yarım saatte söylediklerimden bişeyler hatırlayıp atsın diorum ortaya...karıştırsın ortalığı...olmadığında sıkılıyorum...orayı terk etmek istiyorum...kendimle daha çok eğlendiğimi farkediyorum orda olmaktansa...gidiyorum...ama tersiyse...yani öyleyse...yani konuşulabiliyosa...zamanda ne...işim gücüm yok o vakitten sonra benim, dünyanın en aylak ve lafazan adamıyım...işim gücüm konuşmak etmek yemek içmek...
***izmirden geldim ya...kendime gelemedim daha...ab bi adam geldiinden beri valizini kaldırmazı ortalıktan ya...elime geçen ne varsa ortalığa saçıyorum...kazaklar gömlekler vs...krvatlarda cabası...neyseki sabah kalktığımda evden çıkarken evin anatarlarını bulabiliyodum...hiç böle deildim ben gitmeden...şaftım kaymış...
***madem dedim şaftın kaymış olm...iç ve güzelleş...içtim güzelleştim...ama artık ortalığı toplamam gerek...acil...offffff....istemiyorum...hiç..
***bak ne oldu...bugün on sene önce yurtta kalırken aynı oda da kaldığım arkadaşımla karşılaştım...ilk yurttakalışım dı ve ilk yurt arkadaşlarımdan biriydi...daha doğrusu en net hatırlayabildiğim...malum..unut'uyorum...ve adamı on senedir görmüyodum...adını hatırlayamadım...ama oturduk muhabbetimizi ettik...hatırladık birbirimizi...iyi hatırladıkkikonuştuk..zeki adamdı...muhabbetini severdim...hala öle...sevdim...numarasını aldım...eyyubov...on sene sonra biriyle karşılaşmak ve konuşmak eskisi gibi...ilk kez yaşadığım bi duygu...sanki eskiden çok sevdiğin bi kazağın varlığını unutup, ortalığı temizlerken yıllar sonra dolabın kuytusundan elime gelivermesi ve gülümseyivermek gibi...anlık...



2 Comments:

Anonymous Adsız said...

ya bırak bu işleri şurdan iki dönüm zeytin alalım diyorum

ya ben incirliovadayım aydın'da

aydında deniz yokmuş meğerisem ne enteresan fekat!?!

Şubat 21, 2007  
Blogger uNut said...

sen bul zeytinliği haber ver...:)...ben varım...

Şubat 22, 2007  

Yorum Gönder

<< Home

eXTReMe Tracker