ne zaman geçti zaman?
hafta deil aylardır yazmadıktan sonra yazmak, daha da ötesi yazmak istemek böle bişiymiş demek ki... yazdıran mış...
insanın üşengeçliini farkedememeye başlaması ne kadar büyük bir handikap... ömrün sonunu öle getirmek... amanın diorum... gelmesin bana doru... birde şu var ki bazen bunun içinde hissederim kendimi, üşengeçlii farkedip hiç bişi yapmamaya devam etmek... bu daha da beter bir durum mudur...durumdur... atın ölümü arpadan olsunculuktur bu ... adam sendecilik ile karıştırılmaya müsait olsada alakası yoktur ... bilenin farkedenin birşey yapmaması, kıpırdamaması affedilir bir vicdan muhasebesi deildir... affedilecek fazla bir drumum yok bu nedenle... vicdanım ara sıra gidip geliyor sanırım, cehaletle bilgelik arasında dolanıyorum... birinden birini seçmek ne de kolay olurdu, ama olması zor olurdu...
neden tellerin üstünden atlayıp deli danalar gibi koşturmak zor gelir de üşeniyo muyum lan der sonra insan kendine? ... sanırım cevap hakkında biraz fikir yürütebilirim kendi kozam için, daha önceki atlama denemelerinde alınan diken izlerinin çok acımış olduğunu o denemelerden sonra mecburen geçirilen dinginlik süreci boyunca aklın bir köşesine isteristemez yazmış olmak nedenlerden biri, kendinle konuşurken o çizikleri göz ardı edememekle başlayan korkma hissinin üstesinden gelememek nedenlerden diğeri, çiziklerin yarattığı çirkinliği görmezden gelerek bu çirkinliğin içinde yarattığı erdemi farkedebilecek yoldaşların yoksunluğu nedenlerden başkası...
belki de bu üst paragrafta yürüttüğüm akıl koca g.tümün kalkmamak için bana söylettiği kelimeler silsilesinden ibaret... nede olsa efendimiz g.t deil mi?.. beyinle g.t çekişmesinde, bedenin efendisi tüm çıkışları kapatarak cebren ve hile ile yönetimi ele geçiren g.t olmuştu hatırlarsanız... bu nedenle koca g.tümün sözünü dinlior da olabilirim...
di mi ?
bilmem...bilsem burda olmam...;/